Makalelerimiz - E-HACİZ HAKKINDA İLGİNÇ BİR AÇIKLAMA

E-HACİZ HAKKINDA İLGİNÇ BİR AÇIKLAMA

Av. Nazlı Gaye ALPASLAN
İzmir Barosu Avukatı

Vergi borcu nedeniyle, amme borçlusu mükelleflerin kişisel banka hesaplarına uygulanan e-haciz nedeniyle mükelleflerin mağdur oldukları bilinen bir gerçektir. Bilindiği üzere, 6183 sayılı yasanın md. 79 hükmüne dayalı olarak kamu borçlularının bankalar nezdinde bulunan her türlü mal, hak ve alacaklarına elektronik ortamda haciz uygulanabilmesi için banka genel müdürlükleri arasında haciz protokolü düzenlenmiştir. Anılan protokolün yürürlüğe girmesi ile beraber e-haciz uygulamaları sürdürülmekte olup, vergi dairelerince tatbik edilecek e-haciz işlemlerine başlamadan önce bazı kontrollerin ve önlemlerin alınması gerekmektedir. 

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan bir yazıda, e-haciz uygulaması yapılmadan önce uygulayıcı vergi dairelerinin bazı önlemler alması konusunda açıklayıcı bir yazı yollanmıştır. Buna göre;

  1. Mükelleflerin mahsup, düzeltme, KDV ve ÖTV yasaları gereğince, tecil-terkin taleplerinin bulunup, bulunmadığının kontrolü yapılası,
  2. Mükelleflerin 6183 sayılı yasanın md. 48 hükmüne göre tecil-taksitlendirme taleplerinin bulunup, bulunmadığı,
  3. 6111 sayılı torba yasa ile ilgili taksit taleplerinin olup, olmadığı
  4. Ödeme emrine karşı yargıya gidilmesi halinde Y.D. talebinin olup, olmadığı
  5. Amme borçlusu olarak iddia edilen mükellefin vergi dairesi kayıtlarında emanet hesaplarda bir parasının bulunup, bulunmadığı

Öte yandan, e-haciz uygulandıktan sonra ise uygulamada bloke edilen paraların vergi dairesine geri dönüşümü ile ilgili önemli problemler yaşanmaktadır. Öyle ki, bloke edilen paranın yaklaşık (6) ay gibi bir süre blokeli biçimde bankada kaldığı uygulamada sıklıkla görülmektedir. Örneğin; e-haciz uygulanan bir mükellefin hesabında para blokeli biçimde durmakta bu paranın transferi bir türlü vergi dairesine gerçekleştirilmemektedir. Bu konuda, bankaya yapılan müracaat sonuçsuz kalmakta. Vergi dairesine yapılan başvurular bir türlü sonuçlandırılamamaktadır. Sonuçta para, askıda beklemektedir.

  1. Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, e-haciz sonrası yapılacak işlemler ise kısaca şöyle özetlenmiştir;
  2. Banka geri dönüşümlerinin görevli personel tarafından her gün düzenli olarak takip edilmesi,
  3. Hesapta para bulunması ve diğer hak ve alacak bildirimlerinin sıfır olması halinde para isteme yazılarının derhal hazırlanması,
  4. Şehir içindeki yüksek tutarlara ilişkin para isteme yazılarının mutlak suretle memur eli ile bankaya tebliğinin sağlanarak EFT işlemlerinin hızlandırılmasının temin edilmesi,
  5. EFT masrafının karşılamayacak kadar küçük meblağların, şehir içerisinde memur eli ile yapılması,
  6. Şehir dışındaki küçük meblağların ise mahallinde ki vergi dairesinde ki kanalıyla niyabeten tahsilinin temini,
  7. Hesaptan paranın çekilmesi işleminin tamamlanmasından sonra e-hacizin kaldırılması, bakiye borcun bulunması durumunda yasal prosedürün uygulanarak e-haciz işleminin tazelenmesi / yenilenmesi gerekmektedir.

…. şeklinde bakanlık tarafından bir açıklama yapılmış bulunmaktadır.

Sonuç olarak, e-haciz uygulamaları aradan uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen bir türlü istikrar kazanmış bir haciz uygulaması değildir. İdare, zaman zaman haksız ve yersiz yere e-haciz uygulayarak vergi mükelleflerini mağdur edebilmektedir. Özellikle şirketten ayrılan eski ortaklar bakımından yapılan hatalar dolayısı ile yeterli araştırma yapılmadan e-haciz uygulandığı görülmektedir. E-haciz uygulaması sonucunda mükelleflerin bankalar nezdinde ki kredi itibarı zedelenmekte, ileri ki günlerde kredi talepleri olumsuz yanıtlanmaktadır. E-haciz devam ettiği sürece mükelleflere finans kurumlarının bakış açısı olumsuz olarak devam etmektedir. Hatta, vergi borcu olan mükelleflere bankalar veya finans kuruluşları çok iyi gözle bakmamaktadır. Bütün bu durumlar piyasada mükelleflerin kredi kullanım taleplerini olumsuz yönde değerlendirmektedir. 

Copyright © 2014 NGA Vergi Hukuku Ofisi